Genel Düzenleme
Ülkemiz son yıllarda siyasi olarak FETÖ/PYD ile mücadele ederken ekonomik yansımaları bertaraf etmek içinde yasal ve teknik alt yapıları da tamamlamış bulunmaktadır.
Bunun yanında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, terörün finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve değerlendirme görevini üstlenmiştir.
Bu kapsamda, İç hukuk sistemimizde terörün finansmanının kısıtlanması, bertaraf edilmesi amacıyla aşağıda yer alan yasal düzenlenmeler ışığında işlem tesis edilecektir.
a) 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun,
b) 4208 Sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun,
c) 6415 Sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun,
d) 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu,
e) 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu,
f) Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik
Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi amacıyla bazı kurum ve şirketlere yükümlülükler getirilmiştir. 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde sayılan aşağıdaki kurum ve kuruluşlar bu yükümlülük kapsamındadırlar.
– Bankacılık,
– Sigortacılık,
– Bireysel emeklilik,
– Sermaye piyasaları,
– Ödünç para verme ve diğer finansal hizmetleri,
– Posta ve taşımacılık,
– Talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler,
– Döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler,
– Bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri
Aynı Kanunun 4 üncü maddesinde, şüpheli işlem bildiriminin tanımı yapılmış olup, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Başkanlığa bildirilmesi zorunludur.
Kimlik Tespiti İle İlgili Yasal Zorunluluk Nedir?
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 3’ncü maddesi ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin 5’nci maddesine göre, yükümlüler, kendileri nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, aşağıdaki işlemler için işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır.
a) Sürekli iş ilişkisi tesisinde tutar gözetmeksizin,
b) İşlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 20.000 TL veya üzerinde olduğunda,
c) Elektronik transferlerde işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 2.000 TL veya üzerinde olduğunda,
ç) Hayat sigortası sözleşmelerine ilişkin işlemlerde bir yıl içinde ödenecek prim tutarı toplamı iki bin veya tek primli olup prim tutarı 5.000 TL veya üzerinde olduğunda,
d) Şüpheli işlem bildirimini gerektiren durumlarda tutar gözetmeksizin,
Kimlik tespiti, Türk uyruklular için T.C. nüfus cüzdanı, T.C. sürücü belgesi veya pasaport, Türk uyruklu olmayanlar için pasaport, ikamet belgesi veya Bakanlıkça uygun görülen kimlik belgesi üzerinden teyit edilir. Ticaret siciline kayıtlı tüzel kişilerin kimlik tespitinde; tüzel kişinin unvanı, ticaret sicil numarası, vergi kimlik numarası, faaliyet konusu, açık adresi, telefon numarası, varsa faks numarası ve elektronik posta adresi talep edilir. (Yönetmelik Md. 6-7)
ÖRNEK: Kapalıçarşı’da değerli taş ve mücevherat faaliyetinde bulunan firma, Türk uyruklu bir şahsa 30.000 TL değerinde, yabancı uyruklu bir şahsa da 10.000 TL değerinde değerli taş satışı yapmıştır.
Kimlik tespiti nasıl yapılacaktır?
Türk uyruklu şahsa yapılan satış 20.000 TL ve üzerinde olduğundan alıcıdan TC Nüfus cüzdan fotokopisinin alınması gerekir. Bunun yanında yabancı uyruklu şahsa yapılan satışta şüpheli bir durum tespit edilemiyorsa (ediliyorsa tutar gözetmeksizin her hâlükârda) satış 20.000 TL altında kaldığı için pasaport benzeri bir belgeye gerek bulunmamaktadır.
Yükümlülük Denetimi Kim Tarafından Yapılır?
İlgili Kanunun 2’nci ve Yönetmelik düzenlemesinin 36’ncı maddesine göre, yükümlülük bildirimlerini ve kimlik tespitinde ihmalkârlık gösteren firma ve kuruluşlar hakkında denetim aşağıdaki denetim elemanları tarafından yapılacaktır.
– Vergi Müfettişleri,
– Gümrük ve Ticaret Müfettişleri,
– Bankalar Yeminli Murakıpları,
– Hazine Kontrolörleri, Sigorta Denetleme Uzman ve Aktüerleri,
– Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu,
– Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanlarını,
Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişleri tarafından yapılacak bu denetim için 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 1 ile ihtisas grup başkanlıkları kurulmuş olup İstanbul ve Ankara’da bulunan Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Grup Başkanlıkları tarafından yerine getirilecektir.
Yükümlülük İhlalinde Uygulanacak Ceza
a) İdari Para Cezası
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 13’ncü maddesine göre yükümlülüklerden herhangi birini ihlâl eden yükümlülere idarî para cezası verilir.
Yükümlünün banka, finansman şirketi, faktoring şirketi, ikrazatçı, finansal kiralama şirketi, sigorta ve reasürans şirketi, emeklilik şirketi, sermaye piyasası kurumu veya yetkili müessese olması halinde, idarî para cezası iki kat olarak uygulanır.
Buna göre, 2014-2017 yılları için yükümlülüklerin ihlalinde uygulanacak idari para cezası tutarları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 2
ÖRNEK: Kapalıçarşı’da değerli taş ve mücevherat faaliyetinde bulunan firma 2017 yılında, yabancı uyruklu şahıslara 20.000 TL üzerinde olmak üzere ayrı ayrı 30 adet mücevherat satışı yaptığı anlaşılmıştır. Vergi Müfettişleri tarafından MASAK mevzuatı kapsamında yapılan denetimlerde sözü edilen satışlar nedeniyle yabancı uyruklu müşterilerden pasaport belge fotokopilerinin alınmadığı ve kimlik tespiti hükümlerine aykırı davranıldığı tespit edilmiştir.
Buna göre, kimlik fotokopisi alınmayan her işlem için 10.616 TLX 30= 318.480 TL idari para cezası kesilecektir. Bu cezalar için ise ayrıca uzlaşma hakkı bulunmadığı bilinmelidir.
b) Adli Para Cezası
5549 sayılı Kanunun 14’üncü maddesine göre; yükümlülükleri ihlâl eden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu Kanun gereğince yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişiler hiçbir şekilde hukukî ve cezaî bakımdan sorumlu tutulamaz. Özel kanunlarda hüküm bulunsa dahi şüpheli işlem bildiriminde bulunanlara dair, mahkeme dışında, üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara bilgi verilemez.
1 10.07.2011 tarih ve 27990 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
2 http://www.masak.gov.tr/tr/content/yaptirimlar/88
Bu kişilerin kimliklerinin saklı tutulması ve güvenliklerinin sağlanması için mahkemece gerekli önlemler alınır.
Muharrem ÖZDEMİR
Manisa (E) Defterdarı
Vergi (E) Müfettişi
Yeminli Mali Müşavir
www.vdd.com.tr