Page 583 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 583

Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ 583
  Atatürk, dinlenmek için gittiği İstanbul’daki Florya Köşkü‘nden, yanında yalnızca şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında, koşulu bir de merkep vardır. Atatürk şoförüne;
— Arabayı durdur, der. Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru geleni görmüştür. Sabanında koşulu olan öküzü ve merkebi durdurur. Atatürk, yanına gelince,
— Kolay gelsin Ağa, der.
— Sağolasın Bey! Hoşgeldin.
— Hoşbulduk Ağa. Yoldan geçerken dikkatimi çekti. Öküzün yanına merkep koşmuşsun. Hiç öküzün yanına merkep koşulur mu? Bunlar denk değil.
Köylünün canı sıkkındır. Biraz da alınmıştır. Bezgin bir ses tonuyla,
— Merkeple öküzün yan yana koşulmayacağını bilmiyom mu sanıyon Bey. Sen bunu bana mı söylüyon?
— Kime söylemeliyim Ağa?
— Sen bunu git vergi memuruna söyle.
— Vergi memuruna mı?
— He ya! Bu sene ürünüm kıt oldu. Vergi borcumu ödeyemedim. Dört gün önce vergi memurları öküzün eşini “vergi borcunu karşılar” diyerek alıp götürdüler. Sattılar. Benim öküzün eşi sizin gibi Beylerin sofrasına et, sucuk oldu Bey.
Bunun üzerine Atatürk, Beyler, ben çiftçinin koşumluk hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran kanun istemiyorum. Ben çiftçinin tarım aletini, sağımlık hayvanını sattıran kanun istemiyorum. Ankara’ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz. Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır.512
İcra İflas Kanunu Madde 82/4, Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez.
 512. https://www.thegeyik.com/mustafa-kemal-ataturk-ile-ciftcinin-hikayesi/




















































































   581   582   583   584   585