Page 187 - VERGİ İCRA
P. 187

1.2. Neden tecil faizi
Amme alacakları hususi kanunlarda belirtilen zamanlarda ödenir. Bu ödeme müddetinin son günü vade günüdür. Amme alacağının vade gününde ödenmemesi halinde bunun teminin sağlanması amme idaresine aittir. Amme alacağının vadesinde ödenmemesi halinde A.A.T.U.K’nun İkinci Kısımdaki cebri icra yöntemlerine başvurulması gerekmektedir. Bunların başında ödeme emri tebliği ile borcun ödenme talimatı, ödenmemesi halinde ise haciz yanında haczedilen malların satışı suretiyle paraya çevrilmesi gibi önlemler alınmaktadır.
Amme borçlusunun belli bir dönem ekonomik sıkıntı sebebi ile borçlarını ödeyememesi nedeniyle idarece bu tedbirlere başvurması var olan darboğazı daha da artırabilir. Bu nedenle mükellefin belli aralıklarla ödeme planına yanaşması ve belirlenen aralıklarla mali gücüne uygun olarak ödeme yapma isteği idareye yazılı olarak iletilir. Amme idaresince tecil talebinin kabul edilmesi durumunda tecil faizi alınmak suretiyle bu kanunun 48 inci maddesi hükmünde belirlenen süreleri aşmamak üzere tecil edilebilir.
Amme idaresince belli plan dâhilinde mükellef lehine ertelenmesinin de devlete maliyeti söz konusu olacaktır. Oysaki vergi alacağının zamanında elde edilmesi, kamu hizmetlerinin zamanında ve tam olarak yapılması anayasal zorunluluktur. Verginin zamanında beyan edilmemesi ya da ödenmemesi sonucu devlet alacağın haksız olarak elde tutan mükelle er, finansman sıkıntılarını gidermek için faizsiz bir fon oluşturmak suretiyle maddi bir kazanç sağlamaktadırlar. Devlet ise, vergi gelirlerinin bir bölümünden yoksun kalmakta, bunun sonucu olarak da harcamalarını kısmakta ya da borçlanmaktadır. Devletin harcamalarının kısılması sonucunda, toplum bazı kamu hizmetlerinden yoksun kalmakta, borçlanması ise kamu hizmetlerinin maliyetini arttırmakta, kamu yatırım ve cari harcamalarının azalmasına, işsizlik, en asyon ve bozuk gelir dağılımına neden olmaktadır.
Günümüz ekonomisinde, özellikle en asyon dönemlerinde, paranın belirli bir dönemin başındaki reel satın alma gücü ile o dönemin sonundaki reel değeri arasında en asyon oranında bir azalma olmaktadır. Bu nedenle, her alacak-borç ilişkisi bir faiz uygulamasını gerektirmekte; dolayısıyla faiz ile hem paranın sahibine tasarru a bulunmasının karşılığı ödenmekte, hem de paranın satın alma gücü korunmaktadır.196
Bu nedenle amme alacağının vadesinde ödenmemesinden doğan ve hazinenin en asyondan kaynaklanan kaybının telafisi amacıyla belli şartlarda, vergi mükellefiyetine bağlı olarak ortaya çıkan ek bir mükellefiyettir. Diğer bir ifade ile tecil faizi, idareye 196 Dr. Levent DEMİRDAĞ. Vergi Denetmeni. Gecikme Zammı ve Gecikme Faizinin Türk Vergi Sistemindeki Yeri ve Önemi
Muharrem ÖZDEMİR - VERGİCRA
171


































































































   185   186   187   188   189