Page 316 - VERGİ İCRA
P. 316
300 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİCRA
Her ne kadar ihtila ı vergi, kooperatifin kendi beyanı üzerinde tahakkuk ettirilmiş ise de, Vergi Usul Kanun’unun 116 ve 118 inci maddelerinde tanımlanan vergilendirme hatalarının varlığı halinde açık bir vergilendirme hatası bulunduğundan bu kazancın tahakkukunun düzeltilmesi gerektiği gibi muafiyet ve istisna iddiaları “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesi gerekir.330
İhbarnamelerin gönderildiği tebliğ zarfında adresin eksik yazıldığı bu nedenle ihbarnamelerin tebliğ edilemediğinin anlaşılması karşısında bu durumun 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinde belirtilen “ödeme emri ile istenebilecek bir borcun bulunmadığı” iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekir.331
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi ve cezalar, tarh ve tebliğ edildikten sonra dava konusu edilip edilmemesine bağlı olarak tahakkuk etmektedir. Tahakkuk eden vergi ve cezanın vadesi geçtiği halde ödenmemiş olması halinde tahsil dairesinin, 6183 sayılı Yasanın 54’üncü maddesinde yazılı cebren takip yollarından birini izleyerek, tahakkuk etmek ve vadesi geçmekle kamu alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezayı tahsil etmesi gerekmektedir. Usulüne uygun olarak tahakkuk ettiği saptanan alacağın tahsil aşamasında vergiyi doğuran olayın varlığına ilişkin sakatlıklar ileri sürülerek borcun yokluğu kapsamında değerlendirilemez.332
2.4.1.2. Borcun kısmen ödendiği iddiası
6183 Sayılı Kanunun 40 ıncı maddesine göre ödeme, alacaklı tahsil dairesinin mesul memurlarına yapılması gerekir. Bu memurlar tarafından verilecek makbuz ispat vesikası olarak tahsil zamanaşımı süresi sonuna kadar saklanması gerekir. Ödeme emri tebliğ edilen amme borçlusu tutarın miktarı konusundan idare ile anlaşmazlık yaşarsa bunu elinde bulunan makbuz ile tevsik ve ispatlaması gerekir.
Burada borçlunun, borcun varlığını kabul etmekle birlikte, borç tutarının ödeme emriyle talep edilen tutar kadar olmadığını ileri sürmesi durumunda gündeme gelmektedir.
2.4.1.3. Borcun zamanaşımına uğradığı iddiası
Zamanaşımı kanunlarda belirlenmiş olan belli bir sürenin geçmesi nedeniyle bir hakkın elde edilmesi veya bir hakkın kaybedilmesidir. Amme alacaklarının tahsil zamanaşımı 6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde düzenlenmiş olup, bu iddiaya göre amme alacağının bu madde hükmüne göre zamanaşımına uğramış olması gerekmektedir.
330 Danıştay 3. Dairesinin 02.04.1997 tarih ve Esas No:1996/3207, Karar No:1997/1236
331 Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulunun 22.02.1997 tarih ve Esas No:1995/136, Karar No:1997/16
332 Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 10.10.2008 tarih ve Esas No:2007/540, Karar No:2008/622