Page 49 - VERGİ İCRA
P. 49
33
Yükümlü şirketin tasfiyesinin sonuçlanarak hukuki varlığını sona ermişse de, bu durum şirketin sona ermesinden önceki dönemlere ait vergiye ilişkin ödevlerden dolayı, o dönemde şirketi temsile yetkili olan kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi şirketi temsile yetkili kişi olarak şirket adına dava açma hakkını da ortadan kaldırmaz.70
Tasfiye dönemi tamamlandıktan sonra tüzel kişiliği sona eren münfesih şirket adına yapılan vergilendirme işlemlerinin hukuki geçerliliği olmadığından, düzenlenen ödeme emri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın ehliyet yönünden reddi kanuna aykırı değildir.71
Tasfiyenin sona ermesinden sonraki bir tarihte verilmesi gereken “Form Ba” ve “Form Bs” bildirim formlarının verilmemesi nedeniyle ceza kesilmesi kanun ve tebliğ hükümlerine uygun olmakla beraber, gerek Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri ve gerekse 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10, 94 ve 333 üncü maddelerine göre özel usulsüzlük cezasına ait ihbarnamenin ilgili dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan tasfiye memuru adına düzenlenerek yine aynı kişiye tebliğ edilmesi gerekmektedir.72
İKİNCİ BÖLÜM
AMME ALACAKLARININ KORUNMASI
Kamu hizmetlerinin zamanında yerine getirilmesi ve bütçe hede erine ulaşılabilmesi açısından kamu alacaklarının etkin ve süratli bir şekilde tahsil edilmesi önem arz eder.
Kamu alacaklarının takip ve tahsilindeki prensipleri iki genel esasta toplamak mümkündür. Bunlardan biri, kamu alacağını ödemekle mükellef olanlara, ödeme bakımından her türlü kolaylıklar göstermek, diğeri de, kamu idarelerinin alacaklarını emniyet altında bulundurarak, kolay ve seri bir şekilde tahsil etmektir.73
Kamu alacağı vadesinde ödenmediği takdirde dahi, iyi niyet sahibi borçlulara, haklarında derhal ve şiddetli kovuşturma usullerine başvurmadan önce, belli şartlarla, borcu taksitlere başlayarak ödeme imkânları sağlanır.
Alacak sebebiyle borçlunun hapsedilmesi, bugün modern bir icra vasıtası
sayılmamaktadır. Halen uygulanmakta olan umumi takip rejiminde de eski usullerden
ayrılarak borç için hapis esası, prensip itibariyle kaldırılmış, borçlunun hapisle baskı
altında tutulması usulü istisnai hallere, mal beyanını yaptırmak gayesine hasredilmiştir. Bu
nedenle borç için hapis, borçluyu iktisadi faaliyetlerinden mahrum bırakarak onun iktisadi
70 Danıştay 11. Dairesinin 15.10.1997 tarih ve Esas No:1996/5119, Karar No.1997/3571
71 Danıştay 4. Dairesinin Esas No: 2004/639, Karar No:2005/578
72 Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı 05.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02/32 sayılı Özelgesi 73 TBMM Kamu Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Layihası Kanun Gerekçesi
Muharrem ÖZDEMİR - VERGİCRA