Page 226 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 226

226 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ
 tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçmiş ve dava hakkı da düşmüş olur. Bu nedenle vergi alacağının tahakkukundan sonra alacak henüz kesinleşmeden önce tasarrufun iptali davası açılabilir.208
Bunun yanında ivazsız tasarrufların hükümsüzlüğüne ilişkin 27 inci madde ile hükümsüz sayılan diğer tasarruflarla ilgili 29 uncu maddesinde öngörülen 2 yıllık süreler, amme alacağının ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru kaç yıllık süre içerisinde yapılmış tasarrufların iptalinin istenebileceğine ilişkin olup, bu maddelere göre açılacak davalarda da hak düşürücü sürenin hesabında her hal ve takdirde tasarrufun vukuu tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dikkate alınması gerekmektedir.
Örnek: Amme borçlusu 31.03.2015 vadeli alacağı kanuni süresinde ödememiş buna mukabil 31.12.2017 tarihinde üzerine kayıtlı taşınmazı kardeşine satmıştır. Kanunun 26 ıncı maddesine göre tasarrufların vukuu tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak sözü edilen ivazlı işlemin bağışlama hükmünde sayılan tasarruf olduğu iddiası ile 31.12.2022 tarihine kadar iptal davası açılması gerekir.
Bunun yanında kanunun 30 uncu maddesinde, borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkân bırakmamak maksadıyla borçlu tarafın yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür denilmektedir. Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için,
a) Mal varlığı araştırmasına rağmen borçlunun malı bulunmaması veya borca yetmemesi, b) Borçlunun, amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsilini engellemek amacıyla hareket etmesi,
c) Amme alacağına ızrar kastı (zarar verme) maksadı yanında ve kasta üçüncü şahsın vakıf olması.
10.5.5. İptal kararlarının sonuçları
6183 sayılı Kanunun 31 inci maddesi, iptal davasının kabul edilmesi halinde alacaklı amme idaresi yararına ne gibi sonuçlar doğuracağını düzenlemektedir. Buna göre, 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı amme idaresinden bir talepte bulunamazlar.
 208. Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 16.01.1995 tarih ve Esas No:1994/6377, Karar No:1995/76

























































































   224   225   226   227   228