Page 138 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 138

138 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ
 İhtiyati haciz ve ihtiyati tahakkukla ilgili düzenlemeler 6183 sayılı Yasanın 13 ila 20 inci maddelerinde yer almış olup amaç kamu alacağının korunması, güvence altına alınmasıdır. İhtiyati haciz işleminin uygulanabilmesi için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesinde sayılan durumlara ilişkin bir kamu alacağının salınması yolunda gereken işlemlere başlanılmış olması yeterlidir.135
5.1.2. Borçlunun belli ikametgâhı yoksa
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda yerleşim yeri eski tabirle ikametgâh anılan Kanunun 19 uncu maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz. Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye’de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır.
Görüldüğü gibi yerleşim yerinin belirlenmesinde iki temel unsur bulunmaktadır. Birinci unsur; oturulan yer unsurudur. Yani yerleşim yerini belirmede öncelikle bir yerde oturmak gerekmektedir. Kişinin kendi evinde ya da kirada oturması önem taşımaz. Oturulan yerin kanıtlanması konusunda genellikle bir sorun bulunmayabilir. Mahalle muhtarları tarafından düzenlenen “ikametgâh senetleri de” ancak, Medeni Kanunda yer gösterilen “oturma yerinin” kanıtı olabilir.
İkinci unsur ise; o yerde yani oturulan yerde sürekli kalma niyetinin bulunmasıdır. Kişinin oturduğu yerde sürekli kalma niyeti; davranışları, olayların akışı ve diğer bazı belirtilerin birlikte değerlendirmesi belirlenebilir. Bir yerde belirli bir süredir oturuyor olmak, bu süre neye ulaşırsa ulaşsın, o yerin yerleşim yeri olduğunu kabul etmek için yeterli olamaz. Oturmanın yanında, sürekli kalma amacının da bulunması ve bunun kanıtlanması gerekir. Bir yerin yerleşim yeri olduğunu ileri süren kimse bunu her türlü delille kanıtlayabilir.
Türk vergisi sistemi vergilendirmede adres sistemini önemsemekte, Vergi Usul Kanununun mükellefin ödevleri başlıklı bölümünde işe başlama, adres ve iş değişikliği ve işletmede değişiklik halinde bildirim ödevi yüklemiştir. Çünkü vergilendirme de muhatap önem arz etmektedir. Borçlunun sık sık adres değiştirmesi tebligatların geri gelmesi vergilendirmeyi aksatan bir işlem olduğundan amme idaresi açısından olumsuz bir karine olarak kabul edilir.
 135. Danıştay 4. Daire 28.03.2002 tarih ve Esas No:2001/2154, Karar No:2002/1377



























































































   136   137   138   139   140