Page 346 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 346

346 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ
    t
  atbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesaplanır. Gecikme zammı, Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda uygulanır. Gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezası için gecikme zammı hesaplanmaz. (AATUHK. Mad.51) Vergi Dairesince, Danıştay kararına istinaden düzenlenen vergi ve cezalara ait bildirim, mükellefe 10.12.2012 tarihinde tebliğ edildiğinden, söz konusu vergi ve cezaların vade tarihi 10.01.2013’ dür. Mükellef, vergi ve cezaları 20.03.2013 tarihinde ödediğinden, vade tarihi ile ödeme tarihi (20.03.2013- 10.01.2013) arasında geçen 2 ay 10 günlük süre için gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir. Katma Değer Vergisi ve vergi ziyaı cezasının toplam tutarı (200.000 + 200.000=) 400.000,00 TL olduğundan, 2 aylık gecikme zammı tutarı [(% 1,40x 2 x 400.000)=] 11.200,00 TL; 10 günlük gecikme zammı tutarı [(1,40 / 100 / 30 =) 0,000467 x 10 x 400.000=)1.868,00 TL ‘dır. Buna göre, mükellef tarafından ödenen gecikme zammının toplam tutarı (11.200,00 + 1.868,00)=13.068,00 TL’dır.
Olaya bu şekilde bakmak hem devlet maliyesi ve hem de kamu yararını vaktinde ödeyenle ödemeyen yükümlüyü birbirinden ayırt etmek, ödeyeni korumak ve böylece vergilerin zamanında ödenmesini sağlamak yönünden de gereklidir. Vergi, geliri yaratan olay ile doğduğundan; beyan, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri, kaçınılmaz bir şekilde birbirini izleyen dönemlerde ortaya çıkacaktır. Bu nedenle gecikme faizi uygulamasının, bu uygulamayı getiren kanunun yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşen gelir yaratıcı olaylara uygulanması durumunda; üzerinden ne kadar süre geçmiş olursa olsun, gelir yaratan olaya dönüş ve gecikme faizini bu olayın vade tarihinden başlatmak gerekir.
Gecikme faizinin hesaplanmasında “normal vade tarihi” önem arz ettiği için ilgili vergilerin özel kanunlarında yer alan vade tarihlerini bilmek gerekmektedir. Bu nedenle, ödeme zamanlarının özel kanunlarında açık bir şekilde belirlenmesi ve anlaşılır olması vergilendirmenin hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir. Hukuki güvenlik ilkesi ise, bir toplumda bireylerin bağlı oldukları hukuk kurallarını önceden bilmeleri, davranış ve tutumlarını bu kurallara göre güvenle düzene sokabilmeleri, başka bir ifadeyle ilgililerin hukuki durumun süreceğine olan inancı dolayısıyla hayal kırıklığına uğratılmaması anlamına gelir. Dolayısıyla hukuki güvenlik ilkesi, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur.






























































































   344   345   346   347   348