Page 418 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 418

418 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ
    denilmektedir. Hak düşürücü süreler bir hakkın varlığını ve kullanılmasını belirli bir zaman ile sınırlandırmakta olup, bu sürelerin geçmesi ile hakka ilişkin dava açma yetkisi ortadan kalkar. Anılan süreler, askıda olan hukuki ilişkilerde istikrar sağlayarak kamu yararına hizmet eder. Hak düşürücü sürelerin belirlenmesi anayasal sınırlar içinde kalmak koşuluyla kanun koyucunun takdir yetkisindedir. İnceleme süreleri de devlet açısından, yetkinin kullanılması için kanun koyucu tarafından sınırlandırılmıştır. Verilen süre içerisinde sonuçlanmayan incelemelere dayanılarak hukuken işlem tesis etme hakkı sona ermektedir. Dolayısıyla, incelemenin yasal olarak belirlenen sürede tamamlanamaması halinde görev düşmektedir. Bu durumda, yeniden inceleme görevi verilerek, hukuken yeni bir vergi incelemesi başlatılması gerekmektedir. 213 sayılı VUK m.138’de incelemenin, neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabileceği, evvelce inceleme yapılmış veya matrahın re’sen takdir edilmiş olmasının yeniden inceleme yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline mani olmadığı hüküm altına alınmıştır. Bunun için de defter ve belgelerin ibraz süresinin geçmemiş olması gerekmektedir. Süresi dolan incelemelere devam edilemez. Bu durumda incelemeye devam edilmek istenmesi halinde, inceleme işlemlerinin, tarh zamanaşımı süresi dolmamış ise Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre yeniden başlatılması gerekmektedir. İnceleme sonucunda düzenlenen ve vergi tarhını öngören raporlar, icrai nitelikte olmayıp, tarhiyatı hazırlayıcı ön işlemdir. Ancak, kanuni süresi dolmasına rağmen, düzenlenen inceleme raporunun tarhiyata dayanak alınması hukuken mümkün değildir. Bunun kabulü halinde, Kanun hükümlerine aykırı olarak alınan takdir komisyonu kararına istinaden tarhiyat yapılması da hukuka uygun kabul edilecektir. Hukuk normlarında usul esastan önce gelir kuralı kabul edildiğinde, usul yönünden hukuka aykırı olan işlemlerde esasa bakılmaması gerekmektedir. Bu ilke, hukuki güvenlik ilkesinin de sonucu olup, uygulanması da gerekmektedir. Kaldı ki, süresinde tamamlanmayan inceleme sonucunda, ilgilinin fazladan ödemek zorunda kalacağı gecikme faizleri nedeniyle uğradığı zararı, tam yargı davasına da konu ederek idareden veya incelemeyi yapandan talep etme hakkı da bulunmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu sürenin geçmiş olması sadece ve sadece vergi inceleme elamanı açısından bakılarak, disiplin hükümleri çerçevesinde değerlendirilebilecek bir olay değildir. Bu durum, idari bir işşel olup, mükellef hukukunu etkilemeyecektir. İnceleme süresi sona erdikten sonra düzenlenen vergi inceleme raporlarına dayanılarak tarhiyat yapılması ve ceza kesilmemesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanunun 142 ve devamı maddelerinde yer alan “arama” işlemleri delil elde etmek amacıyla yapılan işlem olup, VUK m.140’da aramalı vergi incelemesi öngörülmediği gibi, Yönetmeliğin iki maddesinde sadece 213 sayılı Vergi Usul Kanununun aramaya ilişkin hükümleri saklıdır hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, aramanın bir inceleme türü olup olmadığı
  
































































































   416   417   418   419   420