Page 89 - VERGİ TEKNİĞİ
P. 89

Muharrem ÖZDEMİR - VERGİ TEKNİĞİ 89
 Aynı kanunun 16 ıncı maddesine göre de, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.
Medeni Kanunu’nun 335 ve müteakip maddelerinde velayet müessesesi düzenlenmiş olup, ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçüklerin ve istisnaî olarak, velâyet altına alınmamış bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen hukuki statüdür. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.
Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir. Medeni Kanunun 404 üncü maddesine göre velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre küçüklerin yasal temsilcisi velayet altında olunması halinde veli, vesayet altında olunması halinde ise vasi olacaktır. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller 6183 Sayılı Kanunun mükerrer 35 inci madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
3.1.1.5.2. Kısıtlılarda kanuni temsilci
Türk Medeni Kanunun 14 üncü maddesine göre kısıtlıların fiil ehliyetleri esas itibariyle bulunmamaktadır. Ancak bunlar ayırt etme gücüne sahip olsalar dahi kendi yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.
Medeni Kanunun 405 ve devamı maddelerinde kısıtlama hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.


























































































   87   88   89   90   91