Page 238 - VERGİ İCRA
P. 238
222 Muharrem ÖZDEMİR - VERGİCRA
Kanun hükmüne göre gecikme faizinin hesaplanmasında tarhiyatın dava konusu yapılması veya yapılmaması yanında tarhiyatın uzlaşma konusu yapılarak kesinleşmesine göre değerlendirmek gerekmektedir. Ancak gecikme faizinin hesaplanması ile ilgili olarak kanun metninde geçen aşağıdaki kavramların ne anlama geldiğini açıklamakta fayda görmekteyim.
a)Tarhiyat, Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir. (VUK Md.20),
b)Tebliğ, Vergi ödevlisine salınan vergi ve cezadan haberdar edilmesidir. (VUK Md. 21)
c)Tahakkuk, Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir sa aya gelmesidir.(VUK Md.22)
d)Normal vade tarihi, Vergi Usul Kanunun 19 uncu maddesine göre, vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Diğer bir ifade ile vergi yükümlülüğü, vergi konusu olayın gerçekleşmesi ile doğar. Bu olayın gerçekleşmesi vergi yükümlülüğünün doğması için gerekli ve yeterlidir. Vergi yükümlülüğünün subjektif ve ferdî bir hukukî duruma dönüşebilmesi için beyan, tarh ve tahakkuk işlemlerinin gerekli olması; vergi yükümlülüğünün, bu yükümlülüğü yaratan olayın ortaya çıkmasıyla doğacağı gerçeğini etkilemez. Vergi yaratan olay gerçekleştiği an, vergi yükümlülüğü doğmuş olacaktır. Bu yükümlülüğün beyan yoluyla yükümlü tarafından veya ikmalen, re’sen veya idarece tarh işlemleri yoluyla vergi idaresince belirlenmesi hangi tarihte yapılmış olursa olsun; mükellefiyete esas olacak tarih, vergiyi yaratan meydana geliş tarihidir.
Olaya bu şekilde bakmak hem devlet maliyesi ve hem de kamu yararını vaktinde ödeyenle ödemeyen yükümlüyü birbirinden ayırt etmek, ödeyeni korumak ve böylece vergilerin zamanında ödenmesini sağlamak yönünden de gereklidir. Vergi, geliri yaratan olay ile doğduğundan; beyan, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri, kaçınılmaz bir şekilde birbirini izleyen dönemlerde ortaya çıkacaktır. Bu nedenle gecikme faizi uygulamasının, bu uygulamayı getiren kanunun yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşen gelir yaratıcı olaylara uygulanması durumunda; üzerinden ne kadar süre geçmiş olursa olsun, gelir yaratan olaya dönüş ve gecikme faizini bu olayın vade tarihinden başlatmak gerekir.
Gecikme faizinin hesaplanmasında “normal vade tarihi” önem arz ettiği için ilgili vergilerin özel kanunlarında yer alan vade tarihlerini bilmek gerekmektedir. Bu nedenle, ödeme zamanlarının özel kanunlarında açık bir şekilde belirlenmesi ve anlaşılır olması