Page 236 - ÜSTADNAME
P. 236
Muharrem ÖZDEMİR - ÜSTADNAME
küçük dükkânları denetleyenler aynı kişiler olacak. Yani, bir stajyer doktora, gerektiğinde,
beyin ameliyatı yaptırılacak. Bu birleşmeyle, eriklerle armutlar karıştırılmış olacak. Yarım
hocalar, herkesi dinden edecek. Çok zor girilen maliye müfettişleri ile diğer denetçiler
aynı seviyeye getirilecek. Her şeyden önemlisi, artık gelişmenin zorunluluğu haline gelen
ihtisaslaşma ve uzmanlaşma yok edilecek. Bu değişimin adına, fırsat eşitliği denilemez.
Çünkü ortada zaten iyi olmak için çalışma fırsatı bırakılmıyor. Bu yapılanma için IMF’nin
izni de alındı. Yapılacak olan, denetim elemanları üzerindeki politik baskıyı artırıp onları
denetim altında tutmak. Yani, artık emirle rapor yazdırıp istenilenin defterini dürme,
istenileni rahat bırakma devri geliyor. Bu gidişle, pratisyen doktor, uzman doktor, doçent
ve profesör unvanları da yakında birleştirilecek. Tabii ki, bütün birleşmeler, kaçınılmaz
olarak, eşitsizlik temelinde ve asgari seviye esas alınarak yapılacak. Kısacası, millet
türbanla uğraşırken, atı alanlar Üsküdar’ı geçiyor. 238
Vergi Konseyi Başkanı Mustafa UYSAL ise, ‘Gelenek ve Yenilik’ başlığı ile bu
tartışmayı kaçırmak istemiyor ve konuya balıklama atlıyor. Çünkü taraf olmayan bertaraf
olur dercesine atlıyor! Konuyu, Maliye Teftiş Kurulu ve diğer denetim elemanları arasındaki
birleştirmeyi gelenekler yönünden ele alıyor. Buna göre239, vergi denetim sisteminin
yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu günlerde, yeniliklere kapı açılmaya çalışılırken,
nesiller boyu oluşmuş geleneklerin yok edilmesine asla yol açılmamalıdır! Ortak duygu ve
değerler bütününün zarar görmesi, yozlaşma ve kimlik bunalımını da beraberinde getirir.
Nesiller boyunca oluşan gelenek bir kere kaybedilirse bir daha geri kazanmak imkânı da
bulunamaz. Yıkmak kolay ancak yapmak zordur. Bunun muhtemel sonuçlarını telaffuz
etmek dahi ürkütücüdür! Amaç bu değerleri kaybetmek değil, teşkilatın tümüne hâkim
kılmak olmalıdır. Belki tekrar olacak ama yeniliklere elbette evet; ancak gelenekleri de
yıkmadan, yok etmeden! Bu yolda başarı, değişimden etkilenen tarafların, daha iyi bir
geleceğe inanmaları, inandırılmaları ve bu süreci desteklemeleri ile elde edilebilir. İşin
belki zor yönü de budur. Geleneklerin tek başına yapıyı uzun dönemde ayakta tutabilmeleri
açısından, ortak duygu ve değerler bütününe, “yenilikçilik”, “proaktif yani öncü davranma”,
“katılımcılık”, “ortak akıl” gibi kavramları da dâhil etmek gerekir. Bunları geleneğin
sigortaları gibi görmek de mümkündür. Bu değerleri taşımayan yapılar, ne kadar güçlü
olurlarsa olsunlar, hızla değişen çevre şartlarının altında geri kalmaya ve ezilmeye mahkûm
olurlar; yaşamlarını sürdürebilmeleri de tehlikeye düşer. İşte tam bu noktada “gelenek” ve
“yenilik” kavramlarının ayrı ayrı değerler olmadığını, aynı yapıda bütünleştiğini görürüz ki
ideal olanı da budur. Ünlü şairimiz Yahya Kemal bir dizesinde, “kökü mazide olan atiyiz”
derken, yeniliklere açık olarak geleceğe giden yolun, geçmişten gelen değerler temeline
dayandığını ne de veciz ifade etmiş. Vergi denetiminin yapılandırılmasında da en azından
böyle bir umudu taşımak herkesin hakkı olmalı, değil mi?
238 Yaman TÖRÜNER. Milliyet. 04.03.2008
239 Mustafa UYSAL. Gelenek ve Yenilik. Dünya Gazetesi21.02.2008
küçük dükkânları denetleyenler aynı kişiler olacak. Yani, bir stajyer doktora, gerektiğinde,
beyin ameliyatı yaptırılacak. Bu birleşmeyle, eriklerle armutlar karıştırılmış olacak. Yarım
hocalar, herkesi dinden edecek. Çok zor girilen maliye müfettişleri ile diğer denetçiler
aynı seviyeye getirilecek. Her şeyden önemlisi, artık gelişmenin zorunluluğu haline gelen
ihtisaslaşma ve uzmanlaşma yok edilecek. Bu değişimin adına, fırsat eşitliği denilemez.
Çünkü ortada zaten iyi olmak için çalışma fırsatı bırakılmıyor. Bu yapılanma için IMF’nin
izni de alındı. Yapılacak olan, denetim elemanları üzerindeki politik baskıyı artırıp onları
denetim altında tutmak. Yani, artık emirle rapor yazdırıp istenilenin defterini dürme,
istenileni rahat bırakma devri geliyor. Bu gidişle, pratisyen doktor, uzman doktor, doçent
ve profesör unvanları da yakında birleştirilecek. Tabii ki, bütün birleşmeler, kaçınılmaz
olarak, eşitsizlik temelinde ve asgari seviye esas alınarak yapılacak. Kısacası, millet
türbanla uğraşırken, atı alanlar Üsküdar’ı geçiyor. 238
Vergi Konseyi Başkanı Mustafa UYSAL ise, ‘Gelenek ve Yenilik’ başlığı ile bu
tartışmayı kaçırmak istemiyor ve konuya balıklama atlıyor. Çünkü taraf olmayan bertaraf
olur dercesine atlıyor! Konuyu, Maliye Teftiş Kurulu ve diğer denetim elemanları arasındaki
birleştirmeyi gelenekler yönünden ele alıyor. Buna göre239, vergi denetim sisteminin
yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu günlerde, yeniliklere kapı açılmaya çalışılırken,
nesiller boyu oluşmuş geleneklerin yok edilmesine asla yol açılmamalıdır! Ortak duygu ve
değerler bütününün zarar görmesi, yozlaşma ve kimlik bunalımını da beraberinde getirir.
Nesiller boyunca oluşan gelenek bir kere kaybedilirse bir daha geri kazanmak imkânı da
bulunamaz. Yıkmak kolay ancak yapmak zordur. Bunun muhtemel sonuçlarını telaffuz
etmek dahi ürkütücüdür! Amaç bu değerleri kaybetmek değil, teşkilatın tümüne hâkim
kılmak olmalıdır. Belki tekrar olacak ama yeniliklere elbette evet; ancak gelenekleri de
yıkmadan, yok etmeden! Bu yolda başarı, değişimden etkilenen tarafların, daha iyi bir
geleceğe inanmaları, inandırılmaları ve bu süreci desteklemeleri ile elde edilebilir. İşin
belki zor yönü de budur. Geleneklerin tek başına yapıyı uzun dönemde ayakta tutabilmeleri
açısından, ortak duygu ve değerler bütününe, “yenilikçilik”, “proaktif yani öncü davranma”,
“katılımcılık”, “ortak akıl” gibi kavramları da dâhil etmek gerekir. Bunları geleneğin
sigortaları gibi görmek de mümkündür. Bu değerleri taşımayan yapılar, ne kadar güçlü
olurlarsa olsunlar, hızla değişen çevre şartlarının altında geri kalmaya ve ezilmeye mahkûm
olurlar; yaşamlarını sürdürebilmeleri de tehlikeye düşer. İşte tam bu noktada “gelenek” ve
“yenilik” kavramlarının ayrı ayrı değerler olmadığını, aynı yapıda bütünleştiğini görürüz ki
ideal olanı da budur. Ünlü şairimiz Yahya Kemal bir dizesinde, “kökü mazide olan atiyiz”
derken, yeniliklere açık olarak geleceğe giden yolun, geçmişten gelen değerler temeline
dayandığını ne de veciz ifade etmiş. Vergi denetiminin yapılandırılmasında da en azından
böyle bir umudu taşımak herkesin hakkı olmalı, değil mi?
238 Yaman TÖRÜNER. Milliyet. 04.03.2008
239 Mustafa UYSAL. Gelenek ve Yenilik. Dünya Gazetesi21.02.2008