Page 35 - ÜSTADNAME
P. 35
arrem ÖZDEMİR - ÜSTADNAME 15

1.2.3. Hazine Tedbirleri (Önlemleri)
1.2.3.1. Gelirlerin Giderlerden Fazla Olması

Evvela, hazine tedbiri önemli işlerdendir. Saltanat hazine ile ayakta durur, hazine de
tedbir ile olur, zulüm- işkence ile olmaz. Bu aciz, vezirliğim zamanında hazineyi çok karışık
ve eksik buldum. Sultan Süleyman Han’ın tahta çıkışında, gelir gidere denk olmuştu. Bazen
yetişmez, dışarda bulunan, eski hazineden karşılanırdı. Bu ise, bir karışıklık sebebidir.
Mutlaka gelir giderden fazla olmalıdır. Devletlerin işlerinin aksamaması için mümkün
mertebe tedbir aldırttım.

Sadrazam olan şahsın, her şeyden önce, geliri giderden fazla yapması ve askerleri
çoğaltmaktan kaçınması gerekir. Asker az gerek uz gerek. Askerin bütün kayıtları derli
toplu tutulmuş, kendisi mevcut ve isimlerinin de deftere uygun olması gerekir. Ulufeli
(maaşlı) on beş bin asker, çok askerdir. Hiç eksiltmeden on beş bin kişiye, her yıl maaş
yetiştirmek, yiğitliktir. Gerek hazine geliri, gerek asker maaşları, gerek saraya lazım olan
şeyler veya mutfak ve ahıra lüzumlu şeyler olsun, yetişip biraz da artması gereklidir.

1.2.3.2. Defterdarların Bağımsız Olması

Ve Veziriazam olan şahsın, Divan’a tedbirli, akıllı ve mal tahsil etmekten anlayan, ağır
başlı Defterdarlar ataması lazımdır. Onlara bağımsızlık verip işleri kendilerine bırakmalıdır.
Fakat onlar da kendi isteklerine ve kafalarının estiği şeylere uymayıp, padişahın (devletin)
malına sahip çıkmalıdırlar. Padişahımız (Kanuni) zamanında, İbrahim Paşa16 ve İskender
Çelebiler ki, iltifat ve unvan ile zamanın ileri gelenlerinden olmuşlardı, padişah bizzat
saraylarına ve bahçelerine gitmiş ve bu yüzden de, herkesin gözüne batar olmuşlardı,
nihayet, Bağdat fethinde birisi kumandan olduğunda, bazı suçlamalardan, diğeri de, hazine
ve konaklamayı hatalı idareden, Padişahın gazabına uğramışlardır.

Hazine idaresinde gayret budur ki, sık sık maaş artırmaya çalışmayalar, emekliye
ayırmada, titizlik göstereler. Emekli etmek gerekirse, Beylerbeyiler, yüz altmış akçe; kadı
askerler, yüz elli akçe; defterdarlar, seksen akçe; taht kadılar, seksen akçe; vezirler iki yüz
akçe; sancak beyleri yetmiş akçe ile ayrılmalıdır.

Zeamet ile emekli ederler ise, vezirlere, yüz yirmi bin; Beylerbeyilere seksen bin;
Defterdarlara, altmış bin; Sancakbeylerine elli bin akçe verilir. Bunlardan da emektar olup
işsiz ve layık olanlara verilir. Mukataaları, muayyen taksitlerle ödemek üzere vermekten,
emanet ile vermek, daha iyidir. Mahal olanlara mukataaları defterdarın bildirmesi gerekir.
Ve yılda yüz elli bin altın geliri olan Mısır hazinesi, âlemin sığınağı olan padişahın, özel
cep harçlığı olarak tayin olunmuştur.

16 Pargalı lakabıyla da anılır. Sultan Süleyman Han’ın ayakucunda yatar; abdest suyunu içecek kadar da bağlılık gösterirdi. Bu sebeple Makbul diye anıldı.
Ancak padişahın çok sevdiği Defterdar İskender Çelebi’yi haksız yere mesul tutması ve Defterdarı idam ettirmesi, sonunu hazırladı. Böylece Makbul iken 41
yaşında Maktul İbrahim Paşa diye anılmaya başlandı. Ekrem Buğra Ekinci, Türkiye Gazetesi, 23 Ocak 2013
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40